23 Mayıs 2018 Çarşamba

Yapay Zeka


    Hepimizin bilmiş olduğu gibi yapay zekalar hayatımızın bir parçası. Aslında evimizdeki birçok teknolojik eşya yapay zeka kullanmakta.

Yapay zeka nedir ? 

    Yapay zeka insanoğlunun geliştirdiği ve kullandığı sistemdir. Yapay zeka denilince aklınıza hemen robotlar gelmesin. Robotlar haricinde de yapay zekalar bulunmakta. Size bunu açıklamak için şöyle sorayım : 'Oynadığınız oyunlarda yapay zeka ile yarıştınız mı?'. Bunun cevabı evet olacaktır zaten. Oynadığınız oyunlarda da Yapay zekanın türleri vardır, kolay, orta ve zor düzey diye. Yani buradan anlayacağınız o oyunu yapan kişi veya kişiler yapay zekayı istedikleri düzeyde kodluyorlar.
     Yapay zekayı anladığınızı umut ederek asıl konumuz olan robotlara geçelim.

     Herkes bilim kurgu filmi izlemiştir herhalde, bir çok bilim kurgu filmine konuk olan robotlar filmlerde insanların yerini almakta, dünyayı ele geçirmektedirler. 

yapay zeka ile ilgili görsel sonucu

Peki şuan böyle bir şey mümkün müdür?

      Sizi hayal kırıklığına uğratacağız, bu şu anlık mümkün değil .:) Çünkü en başta vermiş olduğum örnekte anlaşılacağı gibi, yapay zekayı insanlar yapmakta. Yani insanoğlu yapay zekayı nasıl kodlarsa o robotun kapasitesi o kadar olacaktır. O zaman yapay zekanın insan gibi olması mümkün değildir diyebilir miyiz ?
   
      Bunun cevabı hayır, çünkü gelecekte ne olacağını bilemiyoruz. Ama benim düşüncelerim olabileceği yönde. Bunu şu örnekle anlatabilirim : Turing tezinde üç odanın bulunduğu ortamda bir deney yapılmaktadır. A odasında sorgulamayı yapacak insan, B odasında bilgisayar, C odasında ise insan bulunmaktadır. Deneyin amacı A odasında olan kişinin, bilgisayarı insandan ayırt etmesidir eğer bilgisayar insanı kandırmayı başarırsa yapay zekanın en az insan kadar akıllı olduğu ispat edilecektir.

Yapay Zeka Örneği : 

 Apple Siri
siri ile ilgili görsel sonucu
 Yapay zeka olarak daha iyi bir örnek veremezdik... Siri ile konuşunca bize cevap verebiliyor, ne kadar da eğlenceli değil mi :) 
  Yapay zeka deyince benim aklıma ilk gelen Siri oldu. Söylediklerinizi anlayıp yanıt verebilen bir yapay zeka...



17 Mayıs 2018 Perşembe

51. Bölge Neresidir ? Hakkındaki Söylentiler

51. Bölge (Area 51)
  İnternette az biraz takılan biri iseniz, mutlaka 51. Bölge kulağınıza takılmıştır. Peki bu '51. Bölge' neresidir? Ne gibi işler yapmaktadır?
   
51 bölge ile ilgili görsel sonucu
  Birçoğunuzun da bildiği gibi devletler tarafından yapılan bazı deneyle  halka sunulmamaktadır. Bunun sebebi bence halkın buna hazır olmayışıdır. Peki 51. Bölge nasıl bir arazide kuruludur ?
    51. Bölge, Las Vegas’ın 153 km. kuzeyinde olup Nevada test sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri sahası ile çevrelenmiştir. İçinde bulunduğu arazi 76 km karedir. Çekilen fotoğraflarında yalnızca birkaç hangar ve çeşitli küçük yapılardan oluştuğu görülse de, yer altında büyük bir yapısı vardır. İlk başta yer üstünde olan bu bölge, daha sonra halkın ilgisi sebebiyle yer altına taşınmıştır. Yer altına taşınması halkı daha bir cezbetmiş ve ilgisini arttırmıştır.
   51. Bölge, bilinen en güçlü askeri üs olmasına karşın, yetkililer burasının varlığını hiçbir zaman kabul etmedi. Soğuk savaş yıllarında komploların yürütüldüğü bu bölge, günümüzde uzay ve uzaylılarla ilgili çalışmaların yürütüldüğü bölge olarak düşünülmektedir.
      Tabii ki bu düşünceler yoktan var olmadı. Sızdırıldığı düşünülen bazı bilgiler ve kayıtlar; gizli yeraltı tünelleri buranın sıradan bir askeri üs olmadığını kanıtlar nitelikteydi
      Ayrıca buraya 50km den fazla yaklaşırsanız , 51. Bölgenin araçları tarafından takip edilirsiniz. Daha da fazla yaklaşırsanız , sizi vurma riski vardır.

Peki burada ne yapılıyor ?

15 Mayıs 2018 Salı

Uzay Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Hollywood’u ciddiye almamanız gerektiğini hatırlatan sözde gerçekleri inceliyoruz.
1. Uzayda Patlarız
Birçok çizgi filmde denk gelmişsinizdir. Çizgi film karakterleri eğer kıyafetsiz uzaya çıkarsalar patlarlar.Uzaya korunmasız çıkmak elbette sizi öldürür ancak ani bir şekilde ve böyle vahşice değil. Bir insan uzayda herhangi bir kalıcı hasar almadan bir buçuk dakika dayanabilir. Çok zevkli olmayacaktır elbet ancak garanti veriyoruz ki patlamayacaksınız. Muhtemelen oksijen yetersizliğinden öleceksiniz. Bu konu hakkında bu gerçeği bilen tek film “2001: A Space Odyssey”dir.
2. Dünyanın ikizi Venüs
Birçok kitapta veya makalelerde Venüs'ün 'Dünyanın İkizi' olarak geçtiğini görmüşsünüzdür. Aslında boyut olarak benzeseler de diğer hiçbir özellikleri benzemez

3. Güneş bir tür ateştopudur
Güneş aslında yanmamakta, parlamakta. Bu fark ortalama bir insan için önemsiz olabilir ancak Güneş’in ürettiği ısı yanmasıyla değil nükleer bir reaksiyon sonucu oluşmakta.
4. Güneş sarıdır
Eğer herhangi birinden bir kağıda Güneş çizmesini isterseniz hemen sarı rengi eline alır. Bu da herkese normal gelir. Bu sarı rengi hepimiz küçükken çizdiğimiz garip ev resimlerinin köşesine gülümseyen bir güneş çizmekte kullanmıştık. Kanıtlamak gerekirse de dışarı çıkıp parlayan güneşi gösteririz, sarı gibi gözükür çünkü.
Mesele şu ki biz Güneş’i atmosferimiz yüzünden sarı renkte görürüz. Eğer NASA’nın çektiği fotoğrafları incelediyseniz Güneş’in rengi orada da sarıdır, haklısınız ancak bu fotoğraflar gerçek fotoğrafların daha anlaşılabilir olması amacıyla oynanmış halidir. Güneş’in asıl rengi beyazdır. Eğer bir astronot ile ya da uzaya çıkmış biriyle karşılaşırsanız bunu sorabilirsiniz. Ancak bu pek olası değil gibi.
Yine de Güneş’in asıl rengini bilmemiz için uzaya çıkmamıza ya da bir astronotla konuşmamıza gerek yok. Bunu Güneş’in sıcaklığına bakarak da anlayabiliriz. Soğuk yıldızlar kahverengi ya da siyah renktedir sıcaklıkları arttıkça yoğunlukları da artar. Birkaç bin kelvinlik bir cismin yüzeyi kırmızı olacaktır. 10000 kelvinden yüksek sıcaklıklardaki yıldızlar mavidir. 6000 kelvinlik sıcaklığıyla Güneş’in ortada bir yerde olduğunu biliyoruz bu da güneşin beyaz renkte olmasına neden oluyor.
5. Yazları Dünya Güneş’e daha yakındır
Bir bakıma mantıklı gözüküyor. Gezegenimiz onu sıcak yapan şeye yaklaştığında onu daha da sıcak yapıyor. Ancak bu fikir mevsimlerin oluşum yönteminin yanlış anlaşılmasından dolayı ortaya çıkmış. Bu konunun Güneş’e yakınlık ya da uzaklıkla alakası yok, yörünge eksenimizle alakası var. Dünya’nın ekseni aslında bir tarafa doğru eğiktir. Bir yarımkürede eksen Güneş’e doğru ise o yarımkürede yaz yaşanmaktadır.
Şu bir gerçek ki Dünya belli dönemlerde Güneş’e yaklaşıp uzaklaşabiliyor. Çoğu gezegen gibi Dünya’mız da eliptik bir yörüngeye sahip. Güneş ile Dünya arasındaki mesafe yaklaşık 93 milyon mildir (150 milyon km).Günberilerde (Dünya’nın Güneş’e en yakın olduğu dönem) bu 91.4 (147 milyon km) milyona kadar düşmektedir ve günötelerde (Dünya’nın Güneş’e en uzak olduğu dönem) 94.5 milyon mile (152 milyon km) kadar çıkabilmektedir. Gördüğünüz gibi yıl boyunca Güneş ve Dünya arasındaki uzaklık 3 milyon mil kadar değişmektedir (5 milyon km).
6. Ay’ın karanlık tarafı vardır
Yine çokça kullanılan bir cümle. Ay’ın sürekli karanlık altında bulunan bir yeri yoktur. Ay’ın bir sürekli bir tarafının bize doğru baktığı doğrudur ancak uydumuzun her yanı belirli bir süre Güneş ışınlarına maruz kalmaktadır.
7. Uzayda Ses
Filmlerin çoğu bu gerçeği göz ardı ediyor. Öyle görünüyor ki seyirciler uzayda dramatik bir ölüm olduğunda ya da patlamalarda sesleri duymak istiyorlar ancak uzayda atmosfer olmadığından sesin yayılabileceği bir alan da yoktur. Yine “2001: A Space Odyssey” filmi bunu doğru bir şekilde işlemiş. Bu size evrende bizim gezegenimiz dışında ses olmadığı fikrini vermesin. Atmosferi olan bir yere giderseniz orada da ses olacaktır ama bu bizim alışık olduğumuz seslerden daha tuhaf olabilir. Mesela Mars’ta ses daha tiz duyulacaktır.
8. Asteroid bölgesinin içinde seyahat edemezsiniz
Rocky_Ring_of_Debris_Around_Vega
Bunu Star Wars filmlerinden hatırlıyoruz. Han Solo uzay gemisini hayatta kalma olasılığı olmamasına rağmen asteroid bölgesinin içinde başarıyla geçirirerek ne kadar iyi bir pilot olduğunu bize göstermişti. Aslında bu gerçek hayatta da yapılabilir. Tabi bir uzay geminiz varsa.
Filmlerde gördüğümüz genel hatalardan biri de uzayın büyüklüğü. Aslında bu film yapımcılarının hatası değil. Eğer uzayı olduğu gibi gösterselerdi her tarafta gezegen vs. anlamına gelen küçük noktalar olurdu. Burda anlatılmak istenen uzayın ne kadar büyük olduğu. Gerçekten ama gerçekten çok büyük. Eğer trilyonlarca astereoitten oluşan bir bölge olsaydı uzayda bu bölgeye rastlamanız için evrendeki en şanssız canlı olmanız gerekirdi. İmkansız değil ancak olasılık çok çok düşük.
Kendi solar sistemimizdeki asteroit bölgesine bakalım. İçinde milyonlarca cisim barındırmakta. Varlığından bahsedilmeye gerek duyulmayan küçük parçaları da hesaba katarsak bu sayı katlanacaktır. Asteroit bölgelerindeki asteroitler arasındaki mesafenin binlerce kilometre olması nedeniyle içine giren bir geminin bir cisme çarpma olasılığı çok çok düşüktür. Dünya olarak şimdiye kadar asteroit bölgelerinin içine 11 adet sonda göndermemize rağmen herhangi bir kaza yaşanmadı.

asdasd


Kaynak : google4b2998934cfb8625.html www.calismaprensibi.com

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Çin Seddi Uzaydan Görülebilir mi ? -Can the Great Wall of China be seen from space ?



Çin Seddi ve Mısırda bulunan piramitler, pek çokları tarafından halen gizemli yapıtlar olarak kabul edilmekte. Hatta ve hatta, bu yapıların insanlar tarafından değil de, başka mistik güçler tarafından inşaa edildiğine inanılır. 
Bu nedenledir ki, bu yapılar üzerine pek çok asılsız iddia ortaya atılır.
Bu iddialardan belki de en çok dillerde dolananı da, Çin Seddi’nin ve piramitlerin, uzaydan çıplak gözle görülebilen tek insan yapımı cisimler olduğudur.
Ortaya Atılan Mitler ve Nedenleri


Ortaya Atılan Mitler ve Nedenleri
''Çin Seddi, uzaydan çıplak gözle görülebilen insan yapımı tek yapıttır'' ve ''Piramitler, uzaydan kolaylıkla görülebilir ve ayırt edilebilir.''
Pek çoğumuzun kulağına defalarca çalınmıştır bu asılsız iddialar. Bu iddialara inanmamızın sebebi ise insan olarak gizemli ve esrarengiz gelen şeylere, içgüdüsel olarak beslediğimiz dayanılmaz meraktır. Yakın zamana kadar pek çok bilgi kaynağında halen özellikle Çin Seddi’nin, uzaydan görülebildiği yazmakta ve insanlar da bu bilgiyi olduğu gibi kabul etmekteydi.





İnsan Yapımı Hiçbir Yapıt..
Tüm bu iddialara rağmen gerçek şudur ki, insan yapımı hiçbir yapıt, ne Ay’dan ne de Dünya’nın çevresinde dolanmakta olan uzay araçlarından çıplak gözle görülebilmektedir.
Sadece ender rastlanan bazı koşullar altında bazı yapıtlar, uzayda dolanan uzay araçları tarafından belli belirsiz görülebilmektedir. Bunun da en önemli koşulu, bu cismin bulunduğu araziden renk olarak tamamen ayrılmasıdır. Fakat Ay’da bulunan bir insanın, Dünya üzerindeki herhangi bir cismi çıplak gözle görmesi tamamen imkansızdır.
Peki, Uzaydan Bakanlar Dünya Üzerinde Neyi Görebilir?


Peki, Uzaydan Bakanlar Dünya Üzerinde Neyi Görebilir?
Bilimsel bir gerçek var ki, Uzaydan Dünya'ya baktığınızda çıplak gözle görebileceğiniz şeyler karalar, denizler, bulutlar, iklimsel olaylar ve benzeridir. Bunun yanında eğer ki Dünya’da gece yaşanan bir tarafa bakıyorsanız, büyük şehirlerin ışıklarını da görmeniz mümkün. Ancak insan yapımı hiçbir yapıt, uzaydan görülecek kadar devasa değildir.
Kısacası, hiçbir insan, binlerce kilometre uzaktan baktığında, bir cismi ayırt edecek kadar yüksek çözünürlükte gözlere sahip değildir.





İnsan Gözü Kontrasta (Zıtlık) Dayalı Çalışır
Ay’a ilk ayak basan insan olan Neil Armstrong, kendisine yöneltilen, Çin Seddi’nin uzaydan görülüp görülmediğine dair soruya, ‘’Kıtaları, okyanusları ve mavilikler üzerine serpilmiş beyaz lekeleri görebiliyordum. Ancak Ay’da bulunduğum süre içerisinde Dünya üzerinde, insan yapımı olan yapıtlardan hiçbirini göremedim’’ diye cevap vermiştir.

''Çin Seddi'ni Bir Kez Bile Görmedim.''



''Çin Seddi'ni Bir Kez Bile Görmedim.''
1990’lı yıllarda Dünya yörüngesinde dönen bir uzay aracında görev yapmış olan NASA astronotu Jeffrey Hoffman ise kendisine yöneltilen sorulara şöyle cevap veriyor: ‘’Uzayda çok uzun zaman geçirdim ve bu süre içinde Dünya’ya pek çok kez bakma fırsatım oldu. Hatta Çin’in üzerinden geçerken ayrı bir dikkatle inceledim fakat Çin Seddi’ni bir defa dahi görmedim. Burada olay şu ki, gözlerimiz kontrasta, yani renklerin zıtlığına duyarlıdır. Çin Seddi’nin rengi ise, bulunduğu araziden çok farklı değil.’’

Bir Diğer İddia: Piramitler Uzaydan Görülebilir



Bir Diğer İddia: Piramitler Uzaydan Görülebilir
Çin Seddi kadar olmasa da, pek çok insan piramitlerin de uzaydan görülebildiğine inanır fakat tıpkı duvarın görülmediği sebeplerden ötürü piramitler de çıplak gözle görülemezler. Dünya yörüngesinde görev almış bazı astronotlar ara ara da olsa bu devasa yapıların, ender rastlanan koşullar altında seçilebilir olduğunu belirtmişlerdir. Bunun nedeni ise piramitler, devasa büyüklükte yapılar olduklarından Güneş’in bulunduğu konuma göre oluşturdukları gölgenin, renk farklılıkları nedeni ile bir miktar da olsa ayırt edilebilir olmasıdır.

Uzaydaki İnsanlar Dünya Üzerinde Neyi Görürler?



Uzaydaki İnsanlar Dünya Üzerinde Neyi Görürler?
Tıpkı piramitlerde olduğu gibi, tamamen yeşillerle kaplı bir arazi üzerine yapılmış çok fazla zıtlıktaki yapılar da, kontrasttan dolayı uzaydan görülebilmektedir. Buradaki ince çizgi, bu yapıların çok büyük olmaları değil, bulundukları çevreye göre ekstrem derecede olan renk farklılıklarının insan gözü tarafından ayırt edilebilecek derecede olmasıdır. 
Kısacası uzayda bulunan insanlar yapıları değil, renk farklılığını yaratan gölgelerini görebilmektedir.





Peki, Bu İddialar Neden Sıklıkla Dile Getiriliyor?
www.china-blog.eu
Çin Seddi, bizim tarih kitaplarımızda dahi oldukça fazla yer alan bir yapıdır. Bu durumun çok ötesinde, Çinlilere göre de kutsal ve gizemli bir yapı olarak kabul edilir. İnsanlar tarafından inşaa edilmediğine, uzaylılar tarafından bir anda orada oluşturulduğuna inanan çok sayıda Çinli vardır. Yani bu yapı, birçok Çinli için gurur kaynağıdır. Duvar, onlara göre, bir anda ve mucizevi bir biçimde belirivermiştir.
Çin’in uzaya araç göndermeye başladığı dönemde başarılı olan ilk aracında bulunan astronom Yang Liwei, uzaydan döndüğünde duvarı uzaydan ayırt edemediğini söylediğinde Çin halkı büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır.

Uzaydan Hiçbir İnsan Yapımı Cisim Görülmez!



Uzaydan Hiçbir İnsan Yapımı Cisim Görülmez!
Duvarın, Çin gibi büyük bir nüfusa sahip olan ülkede pek çokları tarafından uzaydan görülebildiği kabul edildiği içindir ki, bu inanışta halen ısrarla dillendirilmektedir.
Fakat, anlatıldığı gibi ne Çin Seddi,  ne piramitler de ne de herhangi bir insan yapıtı, Ay’dan ya da uzaydan çıplak gözle görülememektedir.  

Kaynak : www.onedio.com

7 Mayıs 2018 Pazartesi

Uzayda Bulunmuş En Tuhaf 4 Şey !

1. Kaynar Buz Gezegeni (Gliese 436 b)



Kaynar Buz Gezegeni (Gliese 436 b)
2004 yılında Dr.Paul Butler ve Geoffrey Marcy'nin başlarında bulundukları bir araştırma grubu tarafından keşfedilmiştir. Yüzey sıcaklığı 400 °C'den fazla olmasına rağmen, yer çekiminin çok kuvvetli olması çok büyük bir basınç yaratmaktadır. Bu basınç su buharının yüzeyde katılaşıp sıcak buz kütlesine dönüşmesine sebep olmaktadır. Bu sayede gezegenin yüzeyinde 400 °C'de kaynar buz kütleleri bulunmaktadır.

2. Karanlık Gezegen (Tres 2b)


Karanlık Gezegen (Tres 2b)
TrES-2b bir güneş dışı gezegen olup güneş sistemimizden 750 ışık yılı uzakta bulunmaktadır. Bu gezegen 21 Ağustos 2006'da Kepler Uzay Aracı tarafından tespit edilmiştir. 2011 yılında bilinen en karanlık gezegen kabul edilmiştir. Bunun sebebi üzerine çarpan ışınların sadece %1 ini yansıtıp geri kalanını soğurmasıdır. Etrafında ışık kaynakları olmasına rağmen yüzeyi neredeyse zifiri karanlıktır.

3. Bilinen en büyük su kütlesi


Bilinen en büyük su kütlesi
Dünya'dan 12 ışık yılı uzakta olan su kütlesi 2011 yılında NASA'daki araştırmacılar tarafından keşfedildi.  Yapılan hesaplamalara göre; Dünya'nın bütün okyanuslarında bulunan toplam suyun 140 trilyon katı kadar su bulunduruyor. Buhar halindeki su kütlesini, kuasar olarak adlandırılan ve ortasında, büyük bir kara delik bulunan gök cismini sarıyor. Keşfi yapan ekiplerden birinin başkanı olan Bradford; yaptıkları bu keşfin, sanılanın aksine suyun evrende oldukça yaygın olduğunu ve hatta evrenin en erken zamanlarından beri var olduğunu gösterdiğini söyledi

4. Dev alkol bulutları

Dev alkol bulutları
Adeta halka açık bir bar olan  'Sagittarius B' 2001 yılında keşfedildi. Yıldızlar arasında gaz ve toz bulutu olarak bulunan Sagittarius B milyarlarca litre alkol bulundurmaktadır.  Keşfi yapan ekipten Barry Turner, Sagittarius'ta buldukları alkolün oldukça önemli olduğunu, uzayda serbest halde bulunan karmaşık organik yapısının incelenmesinin birçok bilimsel araştırmaya faydalı olacağını söylüyor. Dev alkol bulutlarının tek kötü yanı Dünya'ya oldukça uzak olması, yaklaşık 26 bin ışık yılı kadar.



Yardımcı Kaynak : www.onedio.com