27 Şubat 2018 Salı

Yer Yüzüne Çarpan En Büyük 5 Göktaşı !!!

YERYÜZÜNE ÇARPAN EN BÜYÜK 5 GÖKTAŞI!










Bilim ve Ütopya, Abonelik, Bilim, Kültür, Politika, Dergi, Magazine, Göktaşı, Meteor
Hatırlamak gerekirse göktaşları, köken olarak dünya dışı var olan ve çok az bir kısmı atmosferden geçip dünyaya ulaşan kaya parçalarıdır. Bilim insanları, her gün binlerce ton dünya dışı maddenin düştüğünü tahmin ediyor. Çoğu zaman, bu göktaşları bize toz halinde ulaşıyor. Ama bazen de daha etkileyici parçalar halinde düşebiliyorlar.
Hoba: Dünyada bulunan en büyük göktaşı
Yeryüzünde bugüne kadar bulunmuş olan en büyük göktaşı, Hoba isimli 10 km çaplı bir meteordan düşen bir parçadır. Bu parça 1920 yılında Namibya’da bulundu ve ağırlığı 66 tondan fazladır.
Bilim ve Ütopya, göktaşı, meteor
Yeryüzüne düşen en büyük meteor Huba.
Campo Del Cielo’da bulunan iki göktaşı
Campo Del Cielo, Arjantin’de bulunan bir göktaşı darbe alanına verilen isimdir. Burada, tek bir meteorun darbesine maruz kalan 20 civarında krater bulunuyor. Yaklaşık 5 bin yıl önce dünyaya çarpan bu meteorun parçalarının tamamının ağırlığı 100 tonu geçiyor. En görkemli parça olan El Chaco, 37 ton ağırlığında. Oldukça geç bir zamanda, 1969 yılında yerin 5 metre altında keşfedildi. Ancak bu bölgede, 2016 yılında yeryüzüne çıkarılan Gandeco adındaki diğer bir göktaşı tarafından tahtından indirilebilir. Gandeco’nun henüz onaylanmamış ağırlığı 30 ton olarak tahmin ediliyor.

Cape York’ta parçalanan meteor
Daha önceden Grönland’da Eskimolar tarafından bulunan Cape York meteorunun kalıntıları 19. Yüzyılın sonunda yeniden keşfedildi. Ahnighito adındaki en büyük parçası 30 tondan ağırdır. Ancak meteorun tüm parçalarının toplam ağırlığı 58 ton civarında. Önemli bir kısmı demir ve nikelden oluşuyor ve dünyaya yaklaşık 10 bin yıl önce çarptığı tahmin ediliyor.

Çin’e düşen göktaşı Armanty
2011 yılında Çinli bir araştırma ekibi, ülkenin kuzeybatısında 25 ton ağırlığında bir göktaşı keşfetti. Ancak daha önce 1898 yılında, aynı bölgede Armanty adı verilen bir göktaşı gün yüzüne çıkarılmıştı ve ağırlığının 28 ton olduğu tahmin ediliyordu.
Armanty meteorunun parçası 1898 yılında Çin’de bulundu.
Standartların dışındaki çarpmaların şahidi kraterler
Yucatan yarımadasında bulunan Chicxulub krateri, 170 ile 300 km arasında bir boyuttadır. Bu krater yaklaşık 10 km çaplı bir meteorun 65 milyon yıl önce gerçekleştirdiği bir çarpmanın sonucu oluşmuştu. Bu meteor dinozorlar da dâhil olmak üzere yeryüzünde yaşayan hayvan türlerinin 75%’inin yok olmasına neden olmuştu.
Ancak bu, yeryüzündeki en büyük krater olmayabilir. Araştırmacılar, Avustralya’da her biri 200 km çaplı 2 kraterden oluşan 400 km çaplı bir yapı bulduklarını teyit ettiler. Çarpmanın 300 ile 420 milyon yıl önce gerçekleştiği ancak büyük bir biyolojik krize neden olmadığı belirtiliyor.
Amerika’da halkın ulaşımına açık bir meteor krateri. 1960’larda NASA astronotlarının idman alanı olarak kullanıldı.
Chicxulub krateri



Kaynakça : https://bilimveutopya.com.tr.

Uzayla İlgili İlginç Bilgiler - (Okuyunca Çok Şaşıracaksınız!!!)-




1. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Farz edelim ki uzay mekiğinize atlayıp Jüpiter'e kadar gidebildiniz ve atmosferden içeri girmeyi başardınız; ne yazık ki iniş yapabileceğiniz katı bir yüzey bulamayacaksınız! Jüpiter, büyük oranda hidrojen ve helyumdan oluşan bir gaz devidir...

2. 

Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç BilgiEğer 24 saatlik bir Dünya gününün size yetmediğini düşünüyorsanız, Jüpiter'de işiniz çok zor. Burada gün, yaklaşık 10 saattir. Çünkü Jüpiter kendi etrafında en hızlı dönen gezegendir.

3. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Uranüs, diğer gezegenlerden farklı olarak yana yatmış gibidir. 98 derecelik eğimiyle! adeta yuvarlanan bir top gibidir.
Bu nedenle bir mevsim yaklaşık 21 yıl sürer. Ayrıca bir yarısı 42 yıl güneş alırken, diğer yarısı 42 yıl karanlıkta kalır!

4. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Uzayda lazer ışınları görünmez (üzgünüz, Yıldız Savaşları hayranları) çünkü Dünya’da havadaki toz, lazer ışını ışığını gözün içine saçar.


5. Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Dünya üzerinde keşfedilmiş en dayanıklı canlı olan Tardigrad, vakumlu uzayortamında 10 gün hayatta kalabilmektedir.

6. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Dünya, bir bowling topundan bile daha pürüzsüzdür. Bowling topunun üzerindeki, hissedilemeyen pürüzlerin aksine, en yüksek dağ ile en derin okyanus bile Dünya yüzeyinin kalınlığının sadece 5.000'de 1'ini oluşturur.

7. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Dünya'ya düşen en büyük meteor, krater oluşturmamıştır. Meteor, yapısı itibariyle köşeli ve kenarları düz olduğu için, muhtemelen bir taşın suda sekmesi gibi yüzeyde sekmiş ve durmuştur.

8. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Gravity filmini seyredenler bilir; teknik olarak uzayda ağlamak imkansızdır. Çünkü yer çekimsiz ortamda gözyaşlarınız yüzünüzden süzülmek yerine havada damlacıklar halinde kalır.

9. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Uzayda görev yapan astronotlar uzayın yanık et, sıcak metal ve kaynak dumanı gibi koktuğunu söylemiş.
10. 



Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Newton'un yer çekimini bir elma ağacının altında keşfettiği rivayet edilir. İngiliz asıllı astronot Piers Sellers da Newton'un Ağacı'nı yer çekiminden kurtarmaya karar vermiş ve ağacın bir kısmını uzay yolculuğunda yanında götürmüş.

11. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
1977 yılında, 72 saniye süren ve uzayın derinliklerinden gelen esrarengiz sinyalin kaynağı ve nasıl geldiği bilinmemektedir.

12. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Gözlemlediğimiz en parlak gezegen olan ve mitolojide güzellik tanrıçası Afrodit'le özdeşleştirilen Venüs'ün gerçek yüzü hiç de umduğumuz gibi değildir.
Karbondioksitten oluşan atmosferi, 500 derece yüzey sıcaklığı, şiddetli asit yağmurları, aktif volkanları ve dev lav nehirleriyle Venüs, adeta cehennemi andırır.

13. 




Uzay Hakkında Pek Duymadığınız 13 İlginç Bilgi
Dünya'da bulunan 8800 metrelik Everest Dağı'nın çok mu yüksek olduğunu düşünüyorsunuz? 
Güneş sisteminin en yüksek dağı komşumuz Mars'ta bulunur. "Olympus Mons" isimli bu volkanik dağ 21 km yüksekliğindedir!.

Kaynakça : www.ondeio.com

26 Şubat 2018 Pazartesi

Uzaylılar var mı ?

    Evet dostlar, bildiğiniz gibi içinde yaşadığımız evren henüz sınırlarını (eğer varsa...) bilmediğimiz kadar büyük ve bizim çıplak gözle görebildiğimiz kısmı gerçekten de hiç denecek kadar önemsiz bir bölümünü oluşturuyor. Bu durumda da hâliyle pek çoğumuzun aklına zaman zaman aynı soru geliyor: "Evrende yalnız mıyız?"





Öncelikle evrenin görebildiğimiz kısmına dair ufak bir fikir verelim...






Öncelikle evrenin görebildiğimiz kısmına dair ufak bir fikir verelim...
Yıldızlı gökyüzüne baktığımızda evrenin ne kadar büyük, ne kadar bilinmez olduğunu düşünürüz değil mi? Ancak görebildiğimiz tüm yıldızlar aslında gezegenimizin yakın komşusu olan yıldızlardır. Bizler en iyi şartlar altında gökyüzüne baktığımız zaman 2,500 yıldız görebiliriz ve bu yıldızların hemen hepsi 1,000 ışık yılından (galaksimizin çapının %1'i) daha yakın mesafededir. Yukarıdaki resimde görebildiğimiz bu kısım kırmızı yuvarlak içinde gösterilmiştir.

Galaksimizde toplam 100-400 milyar arası yıldız olduğu düşünülmektedir.






Galaksimizde toplam 100-400 milyar arası yıldız olduğu düşünülmektedir.
Bu aralık, aynı zamanda evrenimizde var olduğu düşünülen galaksi sayısına denk gelmektedir. Bu durumda evrenimizde bulunduğu düşünülen yıldız sayısı da 10^22-10^24 olmaktadır.

Şimdi biraz daha öteye gidelim...






Şimdi biraz daha öteye gidelim...
Bilim insanları, evrenimizdeki bu yıldızların kaç tanesinin boyut, ısı ve parlaklık açısından Güneş'e benzediği konusunda fikir birliğine sahip değildir ancak tahminler 5%-20% aralığındadır. En düşük ihtimali tercih ederek evrenimizde 10^22 yıldız bulunduğunu ve bunların %5'inin Güneş'e benzediğini kabul etsek bile, bu, evrende 500 kentilyon Güneş benzeri yıldız bulunduğu anlamına gelir. Kafa yormaya gerek yok, bu epey büyük bir sayı...

Gelelim evrenimizde bulunması olası Dünya sayısına...






Gelelim evrenimizde bulunması olası Dünya sayısına...
Güneş benzeri yıldızların yörüngesinde dönen ve Dünyamızla benzer sıcaklıklara, sıvı suya ve yaşamı destekleyecek şartlara sahip olduğu düşünülen gezegenlerin sayısı bilim insanlarına göre %22-%50 aralığındadır. Yine en düşük ihtimali ele alacak olursak, bu, evrenimizde bulunan tüm yıldızların en az %1'inin yörüngesinde dönen Dünya benzeri bir gezegenin bulunduğu anlamına gelir. Bu da toplamda 100 kentilyon Dünya'ya işaret eder.

Ve evrendeki beyin yakan yolculuğumuza noktayı koyalım...






Ve evrendeki beyin yakan yolculuğumuza noktayı koyalım...
Şimdi evrenimizin milyarlarca yıllık tarihini göz önünde bulundurarak, Dünya benzeri bu gezegenlerin %1'lik kısmında yaşamın ortaya çıktığını ve onun da %1'lik kısmında insan benzeri zeki canlıların evrimleştiğini hayal edelim. Bu, gözlemlenebilir evrende 10 katrilyon kadar, yalnızca bizim galaksimizde ise 100,000 kadar gelişmiş medeniyet bulunduğu anlamına gelir..


Bu video ile her şeyi kavrayacaksınız :https://www.youtube.com/watch?v=3SLX3e0H-bg  ÖLMEDEN ÖNCE İZLEYİN BENCE 

Kaynakça :https://onedio.com

20 Şubat 2018 Salı

Big Bang Theory [Big Bang Teorisi]



       

         Big Bang (büyük patlama), teorisi yaklaşık 13,7 milyar yıl önce evrenin sonsuz yoğunluk ve aşırı sıcak bir ortamdan geldiğini savunan bir teoridir. Bu teori başlangıçta evrenin ufak bir noktadan oluştuğunu ve hızla genişleyerek bugünkü halini aldığı büyük patlama ifadesi genişleme olayının şiddetine vurgu yapmak için kullanılmıştır, bir noktada oluşan patlamayı kastetmemektedir. Teoriyi daha ayrıntılı öğrenmek için Big Bang’in doğuşu ve ilk bulgularını inceleyelim
big bang teorisi ile ilgili görsel sonucu1910’lu yıllarda evrende Milky Way adında tek bir galaksi olduğu düşünülüyordu. 1912 yılında Vesta Slipher adında bir astronom, gökyüzünde bir galaksi parçası gözlemledi. Daha sonrasında Alexander Friedman, 1922 yılında Einstein’ in genel görelilik teorisini inceleyip üzerinde çözümlemeler yapmaktaydı. Bir şeylerin ters gittiğini düşünen Friedmen, çalıştırmalarını yoğunlaştırdı. Çalışmalar sonucu Einstein’ in hatasını bularak evrenin genişlemekte olduğu sonucuna vardı.
       1924 yıllında galaksi parçasının mesafesini ölçen Edwin Hubble, Milky Way galaksisinden başka galaksilerinde olduğunu keşfetti. 1929 yılında ise Hubble, teleskopla inceleme yaparken yıldızların kızıl renkte ışık yaydıklarını gördü. Aslında bu her şeyi açıklıyordu. Bildiğimiz gibi doppler etkisi nedeniyle bir ışık kaynağı uzaklaşıyorsa kırmızı, yaklaşıyor ise mavi bir renk görürüz, Hubble buradan yola çıkarak evrenin sürekli olarak genişlediğini kanıtladı.

             Big Bang Teorisi

     
             
          
big bang teorisi ile ilgili görsel sonucu
       Big Bang teor emine inananlar kadar karşıt düşünceli kişilerde vardı. Bunlardan en önemlisi Fred Hoyle’ un “statik durum teorisi” dir. Statik durum teorisi evrendeki yeni madde oluşumlarının evreni genişliyor gibi gösterdiğini söyler. Fakat bu tartışmalar 1965 yılında Arna Penzios ve Robert Woodrow Wilson adlı iki bilim adamının Dicke radyometresinden bazı ölçümler alasıya kadar sürmüştür. Bu ölçümlerde değerler sürekli olarak farklı çıkmış ve bu farklı değerler kozmik mikrodalga arka plan radyasyonundan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Buda tam olarak Big Bang teorisini kanıtlamıştır. Büyük patlamayla ilgili halen devam eden tartışmalar vardır. Fakat tartışılmadan bilimin geliştiği ve büyüdüğü hiç görülmemiştir..










Kaynak : www.elektrikport.com